anamursedir-anamur dergi
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı

Anamur SEDİR

Anamur SEDİR 1993-1994

   -Aralık   1993  1. Sayı
   -Ocak    1994  2. Sayı
   -Şubat   1994  3. Sayı
   -Mart     1994  4. Sayı
   -Mayıs   1994  5. Sayı

MAKİ DERGİSİ

MAKİ DERGİSİ-105

Saat

Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 39  
»Bugün 1127  
»Toplam 14336373  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.144.41.200
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAVA DURUMU

ANAMUR
26 EYLÜL TÜRK DİL BAYRAMI KUTLANIYOR

26 EYLÜL TÜRK DİL BAYRAMI KUTLANIYOR

Tarih 26 Eyl?l 2012, 10:07 Editör

İstanbul'da Dolmabahçe Sarayında toplanan Birinci Türk Dil Kurultayının açılış günü olan 26 Eylül, Türkiyemizde Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır.

        26 EYLÜL TÜRK DİL BAYRAMI KUTLANIYOR

 

İstanbul’da Dolmabahçe Sarayında toplanan Birinci Türk Dil Kurultayının açılış günü olan 26 Eylül, Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır.

 

Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kültür kurumlarından biri olan Türk Dil Kurumu 69 yıl önce, 12 Temmuz 1932’de kurulmuştu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde dil ve tarih, Atatürk’ün en çok önem verdiği olgulardı. Önce 1931’de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kuruldu. Uluslaşmanın en önemli temellerinden bir diğeri de dil idi. Bunun bilincinde olan ulu önder Atatürk, 11 Temmuz 1932 gecesi sofrasında bulunanlara “Dil işlerini düşünmek zamanı gelmiştir. Ne dersiniz?” diye sorar. Oradakilerin bu düşünceye katılması üzerine “Öyle ise Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti gibi bir de ona kardeş bir dil cemiyeti kuralım. Adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti olsun.” diyerek Türk Dil Kurumunun temellerini atar. Ertesi gün Samih Rifat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri İçişleri Bakanlığına başvururlar. Sonradan adı Türk Dil Kurumuna çevrilecek olan Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulur.

 

Cemiyetin kuruluşuyla birlikte başlayan çalışmalar sürerken, Türk Dil Kurultayının hazırlıkları da başlamıştır. Bu coşku ve heyecan içerisinde Türk Dil Kurultayı toplanır. Kurultaya çok sayıda bilim adamı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı katılır. Atatürk, Kurultayı baştan sona kadar izlemiştir. Türkçenin gelişmesi, özleşmesi, zenginleşmesi yolunda Türk Dil Kurultaylarının çok önemli yeri vardır.

 

                         

 

Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçe Fermanı

 

Karamanoğlu Mehmet Bey’in ünlü fermanı İbni Bibi’nin Evamirü’l-Alaiyye adlı Farsça eserinde Farsça olarak yer almıştır. İbni Bibi’nin eseri Yazıcıoğlu Ali tarafından Tevarih-i Al-i Selçuk adıyla 15.yüzyılda Türkçeye çevrilmiştir. Çevirinin yazması, Topkapı sarayı Revan bölümü, 1391 numarada kayıtlıdır. 13.yüzyılın dil özelliklerini yansıtan bu yazmada ferman şu şekilde Türkçeye çevrilmiştir:

 

 “Şimden girü hiç kimesne kapuda ve divanda ve mecalis ve seyranda Türki dilinden gayri dil söylemeye”

 

13.Yüzyılın dilini yansıtan bu cümle bugünkü Türkçeye Karaman Valiliğinin başvurusu üzerine Türk Dil Kurumu tarafından şu şekilde aktarılmıştır.

 

 “Bugünden sonra hiç kimse sarayda, divanda, meclislerde ve seyranda Türk Dilinden başka dil kullanmaya”

 

                        ******************************

 

             26 Eylül-Türk Dil Bayramı nedir-neden kutlanmaktadır?

 

     26 Eylül-Türk Dil Bayramı

 

İstanbul’da Dolmabahçe Sarayında toplanan Birinci Türk Dil Kurultayının açılış günü olan 26 Eylül tarihi Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır.

 

Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kültür kurumlarından biri olan Türk Dil Kurumu, 12 Temmuz 1932’de kurulmuştu.

 

Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde dil ve tarih, Atatürk’ün en çok önem verdiği olgulardı. Önce 1931’de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kuruldu. Uluslaşmanın en önemli temellerinden bir diğeri de dil idi. Bunun bilincinde olan ulu önder Atatürk, 11 Temmuz 1932 gecesi sofrasında bulunanlara “Dil işlerini düşünmek zamanı gelmiştir. Ne dersiniz?” diye sorar. Oradakilerin bu düşünceye katılması üzerine “Öyle ise Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti gibi bir de ona kardeş bir dil cemiyeti kuralım. Adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti olsun.” diyerek Türk Dil Kurumunun temellerini atar.

 

Ertesi gün Samih Rifat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri İçişleri Bakanlığına başvururlar. Sonradan adı Türk Dil Kurumuna çevrilecek olan Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulur.

 

Cemiyetin kuruluşuyla birlikte başlayan çalışmalar sürerken, Türk Dil Kurultayının hazırlıkları da başlamıştır. Bu coşku ve heyecan içerisinde  26 Eylül 1933′de Türk Dil Kurultayı toplanır. Kurultaya çok sayıda bilim adamı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı katılır. Atatürk, Kurultayı baştan sona kadar izlemiştir. Türkçenin gelişmesi, özleşmesi, zenginleşmesi yolunda Türk Dil Kurultaylarının çok önemli yeri vardır.

 

Yalnız, Türk dilinin temizlenmesini değil, eş anlam sözcüklerle dilin zenginleştirilmesi de gözleniyordu. Atatürk’e göre, dilin kaynağı millet idi, araştırmalar da milletten beslenmeliydi.

 

Atatürk, hem dilin zenginleşmesine, eş anlam sözcüklerle sanat ve bilim dili olacak köklere kavuşmasına önem veriyor; hem bunları işleyip bilimsel yapıyı oluşturacak kuruluşları kazandırmaya çalışıyordu. İstanbul Üniversitesi’ne bağlı bir “Dil Okulu” açılması, halkevlerinde “Edebiyat ve Türk Dili Kolları” kurularak köylere kadar uzanan araştırma ve soruşturmalarla yeni sözcüklerin taranması, hep bu hedef doğrultusunda alınmış kararlar sonucu yapılmış çalışmalardır.

 

Atatürk, bu çalışmaları büyük bir ilgiyle takip ediyordu. Her sabah, Türkiyat Enstitüsü’nün günlük çalışma raporlarına gözatıyor, Sovyetler Birliği’nin Türk Dünyası ile ilgili haberlerini (varsa) inceleyip değerlendiriyordu. TBMM kararı ile yapılmasına başlanılan Dil ve Tarih-Coğrafya fakültesinin inşaat aşamalarını izliyordu.

 

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi… Böyle bir kuruluş, öğretim dünyasında yoktu. Tarih ve coğrafya fakültesi vardı. Dil fakülteleri de vardı. Fakat, hem dil, hem tarih-coğrafyanın bir fakültede birleşmesinin tek örneği Ankara’da idi. Çünkü Atatürk, Asya’daki Türklerin hem tarihini, hem coğrafyasını, hem dilini çok iyi öğrenmiş bir neslin yetişmesini istemekteydi.

 

Bayar’ın başbakanlığı döneminde dil ve tarih çalışmaları aksamadan sürdü. Özellikle Atatürk, yoğun bir biçimde dil ve tarih üzerindeki bütün çalışmaları izliyordu. Kendisi bu tür çalışmalardan dolayı yorgun düşse de, çevresine bu yorgunluğunu belli etmemeye çalışıyordu.

 

2 Ağustos 1936 tarihinde üçüncü Dil Kurultayı’nı açtı. Yaptığı konuşmada: “Konuk dil bilginlerinin, Türk dil bilginleri ile birlikte çalışmalarından, dil bilimin şimdiye dek çözemediği bir çok güçlükleri aşacağına, bu çalışmaların bir çok gerçeklerin günışığına çıkmasını sağlayacağına güvenim tamdır” diyordu. Günlerce süren kurultayın en sağlam izleyicisi, Atatürk’tü.. Genel Kurul çalışmalarını izliyor, komisyonlardaki çalışmalara katılıyor, fikirlerini söylüyor. Hedefin yalnız Anadolu Türkleri’nin değil, bütün Türklerin ortak dilini yaratmak olduğunu durmadan tekrarlıyordu.

 

1936 yılının 19 Ekiminde Türk Dil Kurumu’na gitti ve uzmanlarla 6 saat süren bir çalışma yaptı. Bu, o kadar uzun ve sürekli çalışma idi ki, uzmanların takatı tükendi. Bunu görünce Atatürk: “Yorulduğunuz anlaşılıyor. Benim bazı işlerim olmasa, sizinle kalıp çalışmaları birlikte sürdürmek isterdim. Başka bir fırsatta, bu çalışmaları yine birlikte yaparız, demişti.

 

Hayatı elvermedi, bir daha buluşup, “Türk dilindeki yabancı sözcüklerin yerine Türkçelerinin konması çalışmalarına katılamadı.. Vefatından önce de Ankara’da iken son ziyaret ettiği yer ise, inşaat bitene kadar çalışmalarına ‘Evkaf Apartımanı’nda başlayan Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi olmuştu. Çalışmalar hakkında bilgi almış, inşaat halinde olan fakülte binasını görmüş, yetkililerle görüşmüştü.

 

                               

 

            Atatürk Diyor ki!

 

-Türk demek, dil demektir. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

 

-Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk ulusunun ulusal dili ve benligi, bütün yaşamında egemen ve temel olacaktır.

 

-Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için, bütün devlet örgütümüzün dikkatli, ilgili olmasını isteriz.

 

-Dilin zengin ve ulusal almaşı, ulusal duyguların gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil bilinçli olarak işlensin.

http://www.net-bilgi.com/26-eylul-turk-dil-bayrami-nedir-neden-kutlanmaktadir-net-bilgi

Bu haber 3954 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

DİN-HUKUK-BASIN

BİN AYDAN DAHA HAYIRLI BİR GECE

BİN AYDAN DAHA HAYIRLI BİR GECE Kadir Gecesi Müslümanlarca, Ramazan ayının son on gününde gizlenmiş olduğuna inanılan bir gece. Ancak yaygın kanaat...

SAĞLIKLI BİR ORUÇ TUTMAK İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER

SAĞLIKLI BİR ORUÇ TUTMAK İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER Öncelikle şunu belirteyim ki; Orucun sağlıklı olmasının şartları niyet, imsak vaktinden akşama kadar orucu bozan şe...
    Günlük hayatın bir parçası, ölçü birimleri13 Kas?m 2024

Sponsor Alanı

Sponsor Alanı

 

ANKET

ANAMUR OKULLARINDA SERBEST KIYAFET UYGULANSIN MI?




Tüm Anketler

0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir. Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder.
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

Altyap?: MyDesign Haber Sistemi