| |||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
SAĞLIKLI BİR ORUÇ TUTMAK İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLERÖncelikle şunu belirteyim ki; Orucun sağlıklı olmasının şartları niyet, imsak vaktinden akşama kadar orucu bozan şeylerden kaçınmaktır. SAĞLIKLI BİR ORUÇ TUTMAK İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER... Elektronik posta adresime gelen soruların birçoğu Sağlıklı bir oruç tutmak ile ilgili… Sayın Emin GÜVEN, bayan Semra ŞİMŞEK, bayan Aliye AKYÜZ, sayın Kemal AKÜN, sayın Sadi ÖZ, bayan Meliha SARI, bayan Ayşe Ceylan’ın soruları sağlıklı bir oruç tutma ile ilgili… Öncelikle şunu belirteyim ki; Orucun sağlıklı olmasının şartları niyet, imsak vaktinden akşama kadar orucu bozan şeylerden kaçınmaktır. Ayrıca kadınların ay hali ve loğusa halinde bulunmaması gerekir. Oruç için niyetin vakti, akşam namazının vakti girmesiyle birlikte başlar. Ramazan, günü belirlenmiş adak ve nafile oruçlarda niyet, öğle namazına 1 saat kalana kadar devam eder. Bunların dışındaki, kefaret, kaza, günü belirlenmemiş adak oruçlarında ise imsak vaktine kadar niyet edilmesi gerekir. Sağlıklı bir oruç tutmak demek: İmsak vaktinden, iftar vaktine kadar, ibadet niyetiyle, yemeden, içmeden, cinsî münasebetten ve diğer orucu bozan şeylerden uzak durmak, el çekmek demektir. İmsakın zıttı iftardır. İmsak vaktinin başlangıcı, tan yerinin ağarmasıyla başlar. Bu vakit, takvimlerde imsak vakti olarak gösterilmektedir. Dünkü cevabımda belirttiğim şekliyle Kadınların ay hallerinde oruç tutmaları geçerli değildir. Aklı başında olamayacak kadar alkollü iken Oruç tutmak uygun değildir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, alkollü içkiler ve uyuşturucu maddeler dinen haram kılınmıştır, bu nedenle bir Müslüman'ın alkollü içki içmesi ve uyuşturucu kullanması düşünülemez. Ancak bu haramı işleyen kişi, bunun haramlığını inkar etmediği müddetçe Müslüman'dır; Bu nedenle ibadetleri yerine getirme mükellefiyetinden kurtulamaz. Zira her emir ve yasak müstakil bir borçtur. Bununla birlikte ibadet bir idrak ve şuur işidir. Bunun içindir ki, bütün ibadetlerde Müslüman ve buluğ çağına ulaşmanın yanında akıllı olmak şart koşulmuştur. İbadetlerin makbul olması için, ibadet niyetiyle ve ihlasla yapılması gerekir. Bu nedenle namaz kılacak, oruç tutacak kimsenin ne dediğini, ne yaptığını bilecek kadar ayık olması, aklının başında olması gerekir. Cenab-ı Allah: "Ey iman edenler! Sarhoşken, ne dediğinizi bilene kadar namaza yaklaşmayın." buyurmuştur. Ancak imsak vaktinde ne dediğini bilecek kadar ayık olan kişi orucunu tutması gerekir. Sarhoş olduğu için bu ibadetleri yerine getiremeyen, işlemiş olduğu bu haramdan dolayı tövbe etmesi ve daha sonra da kaza etmesi gerekir. Bir de Orucu Bozan şeyler vardır. Oruçlu iken, yemek, içmek ve cinsi münasebette bulunmak orucu bozar. Orucu bozan şeylerin bazısı hem kaza, hem de kefareti gerektirir. Bazı şeylerden dolayı ise, sadece kaza gerekir. Kaza ve Kefareti Gerektiren Durumlar Şunlardır: Ramazan ayında oruca niyet edildikten sonra, bir mazeret olmaksızın, kasten yemek, içmek ve cinsî münasebette bulunmak, oruç kefareti gerektirir. Ayrıca bozulan orucun kaza edilmesi de gerekir. Oruç kefareti 60 gün peş peşe oruç tutmaktır. Buna gücü yetmeyen, 60 fakiri bir gün ya da bir fakiri 60 gün doyurmaktır. Adet veya lohusalık halinde bulunan kadınlar, bu günlerinde kefaret oruçlarına ara verirler. Bu durumlarından çıktıktan sonra ara vermeden kefaret orucuna devam ederek 60 günü tamamlarlar. Kefareti gerektiren durumlar da şunlardır: Kefareti gerektiren bir şeyi yaparak orucunu bozan kimse, aynı gün oruç tutamayacak derecede hastalanır veya kadın adet görür yahut lohusa olursa kefaret gerektirir. Ancak hastalığın kendi isteği dışında olması şarttır. Sadece Kazayı Gerektiren durumlar da şunlardır:. Yolculuk, hastalık gibi meşru bir mazerete dayalı olarak orucun bozulması halinde, sadece bozulan orucun kaza edilmesi gerekir. Ayrıca, kasıt olmaksızın yemek-içmek, beslenme amacı ve anlamı taşımayan, yenilip içilmesi mutat olmayan veya insan tabiatının meyletmediği şeylerin yenilip içilmesi orucu bozup, sadece kazasını gerektirir. Ramazanda oruca niyet etmeden yiyip içen kimse, tutmadığı oruçları, gününe gün kaza eder. Ancak mazeretsiz olarak Ramazan orucunu tutmamak büyük günahtır. Sadece kazayı gerektiren durumlar şöyle sıralanabilir: 1. Pamuk, kâğıt, zeytin çekirdeği, bir defada çok miktarda tuz yemek gibi yenmesi mutad olmayan bir şeyi yutmak, yemek. 2. Burnuna ilaç çekmek. 3. Ağzına aldığı boyalı iplik gibi şeylerin boyası ile rengi değişen tükürüğü yutmak. 4. Boğazına kaçan kar veya yağmuru kendi isteği olmayarak yutmak, 5. Zorlama ile oruç bozmak. 6. Dişleri arasında nohut tanesi kadar kalan yemek kırıntısını yutmak. 7. Abdest esnasında ağzına ve burnuna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su kaçmak. 8. Unutarak yiyip içtikten sonra orucunun bozulduğunu zannederek yiyip içmek. 9. Kendi isteği ile ağız dolusu kusmak. 10. Ağız dolusu gelen veya kendi isteğiyle getirdiği kusuntuyu mideye geri çevirmek. 11. Kendi isteği ile içine veya genzine duman çekmek. Kendi isteği ile olmazsa oruç bozulmaz. 12. Güneş batmadığı halde battı zannederek iftar etmek. 13. İmsak vakti geçtiği halde daha vakit vardır zannederek yemek. Bir de Orucu Bozmayan şeyler vardır. Bunlarda şunlardır: Oruçlu olduğunu unutarak; yemek ve içmek. Unutarak yemek, içmek orucu bozmaz. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, (sakin) bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir." Unutarak yiyen içen kişi, oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzındakileri çikarıp agzını yıkar ve orucuna devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur. Bir kimse unutarak yiyen bir oruçluyu gördüğünde eğer güçlü kuvvetli olup oruca dayanabilen bir kişi ise, oruçlu olduğunu kendisine hatırlatır, zayıf ve güçsüz bir kişi ise hatırlatmaz. Bir de Oruçlu iken iğne yaptırmak durumu var… Dinimiz, hasta olan ve tedavi sürecinde bulunan kişilerin oruç tutmamalarına ruhsat vermektedir. Bu nedenle, tedavisi devam eden kimseler, sağlıklarına kavuşup, tedavileri tamamlanıncaya kadar oruçlarını erteleyebilirler. Bununla birlikte, Ramazan ayında herkesle birlikte oruca devam etmeyi arzu ediyorlar ise ve oruç tutmalarına başka bir engelleri de yoksa, iğnelerini iftardan sonra yaptırmaları yerinde olur. Bu imkana sahip olmayanlar ise tedavi ve aıi amaçlı iğne yaptırabilirler; Oruçları bozulmaz. Ancak, oruçlu iken gıda ve vitamin iğneleri yaptırılması uygun değildir. Oruçlu iken yıkanmak konusuna gelince… Ağız veya burnundan su girip yutmadıkça, oruçlu kimsenin yıkanması orucuna zarar vermez. Bu itibarla, ağız ve burnundan su kaçırmamak şartıyla oruçlunun yıkanması caizdir. Nitekim Hz. Aişe ve Ümmü Seleme validelerimiz, Hz. Peygamber'in Ramazan'da imsaktan sonra yıkandıklarını haber vermişlerdir. Astım Hastalığında Ağza Püskürtülen Sprey ile ilgili soruya gelince: Astımlı hastanın kullanmak zorunda kaldığı sprey orucu bozmaz. Ancak, sprey kullanma zorunda olan astımlı hasta, Ramazan orucunu tutmayıp, tutamadığı günler sayısınca fidye verebilir. İleride sağlığına kavuşursa, fidye vermiş olsa da, tutamadığı orucunu kaza eder. Parfüm ve Kolonyanın Orucu bozup bozmamasına gelince: Parfüm veya kolonya sürünmek ve koklamak orucu bozmaz. Diş Tedavisi ile ilgili sorunun kısa cevabı da şudur: Oruçlu bir kimsenin morfinli veya morfinsiz olarak diş çektirmesi, kanla karışan tükürüğün yutulmaması kaydıyla orucu bozmaz. Aynı şekilde, kan veya başka bir şey yutulmaması şartıyla diş tedavisi de yaptırılabilir. Sakız Çiğneme sorusuna gelince: Günümüzde üretilen sakızlarda, ağızda çözülen katkı maddeleri bulunduğundan, ne kadar itina edilirse edilsin bunların yutulmasından kaçınılması mümkün değildir. Bu sebeple bu tür sakız çiğnemek orucu bozar. Ancak kenger sakızı gibi katkısı bulunmayan ve çiğnendiğinde hiçbir eksilme olmayan, daha önce çiğnenmiş ve tadı kalmamış sakızların çiğnenmesi orucu bozmamakla birlikte, oruçlu iken böyle bir sakızı çiğnemek de uygun değildir. Hoşça kalınız. Hazırlayan: Gazi MERT Bu haber 26593 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. Altyap?: MyDesign Haber Sistemi |