Sponsor Alanı
Anamur SEDİR
TÜRK DÜNYASI
MAKİ DERGİSİ
Ana Menü
Sponsor Alanı
Ziyaretçi Bilgileri
»Aktif |
23
|
»Bugün |
1429
|
»Toplam |
13990555
|
Sayın Ziyaretçimiz |
»IP'niz |
44.222.104.49
|
» Bu sitemizi
ziyaretiniz |
Dost Siteler
www.anamurunsesi.com
|
Anasayfa » ANAMUR
ŞİİR ŞÖLENİ MUHTEŞEM GEÇTİ
23 A?ustos 2013, 02:28
Anamur Kültür Derneğinin düzenlediği "Bir Akdeniz Akşamında Şiir Şöleni" unutulmaz anlar yaşattı.
ŞİİR ŞÖLENİ MUHTEŞEM GEÇTİ Anamur Kültür Derneğinin düzenlediği “Bir Akdeniz Akşamında Şiir Şöleni” unutulmaz anlar yaşattı. Anamur Kültür Derneğince düzenlenen “Bir Akdeniz Akşamında Şiir Şöleni” yapıldı. Anamur Kültür Derneğince düzenlenmiş olan şiir gecesi İskele Dragon Parkı Anfi Tiyatroda 21 Ağustos 2013 Çarşamba akşamında saat:20.30’da başladı. Şiir gecesine Anamur Belediyesi de yerleşim, anfi tiyatronun hazırlanması, davetiye, bilbord afiş, teknik destek, seslendirme konularında katkı sundu. Birçok başarılı etkinliğe imza atan Anamur Kültür Derneği şiir şöleni ile yine Anamurluların karşısına çıkıtı ve şiir severlere unutulmaz bir gece yaşattı. Dernek İkinci Başkanı Yaşar ALICI: "Kültür etkinliklerine bir yenisini daha ekliyoruz. Bütün Anamur Halkını Anfi Tiyatroya bekliyoruz. Şiir ziyafeti yaşamaya davet ediyoruz" demişti. Gerçekten de şiir şöleni bu ifadede yerini buldu.
21 Ağustos 2013 itibari ile Saat:20.30’da başlayacak olan programa Anamurlu tanıdık yüzlerin yanı sıra, Anamur’da hayatını sürdüren şairler ve ayrıca Ermenek ilçesinden katılımcılarla daha da renklendi. Programda Öğretmen ve program sunucusu Türkçe Öğretmeni Emine DENİZ, Emekli Edebiyat Öğretmeni Aydın DOLUOĞLU, Ermenekli yazar-eğitimci Mehmet AYDOĞDU, Edebiyat Öğretmeni ve Anamur Belediye Meclisi Üyesi Türkan KASAPOĞLU, Emekli Öğretmen A. Ziya ÇAMUR, Emekli Orman Mühendisi-Şair Oğuz OĞUZ, Türkçe Öğretmeni Pınar OKTAN ve Bozyazı Belediye Başkanı emekli Edebiyat Öğretmeni Mehmet BALLI şiirler sundular.
Program Öğretmen ve program sunucusu Türkçe Öğretmeni Emine DENİZ’in şiir ve şairlik ile ilgili kısa konuşması ve ardından sunduğu şiirler ile başladı. Gecenin açılış konuşmasını Anamur Kültür Derneği Başkanı Sadise SEYMEN yaptı.
Sadise SEYMEN konuşmasına: “Kuşatılmış deniz,Çalınmış okyanusVe…batık bir gemiBenim limanım banaYasaklamış kendini” dizelerini seslendirerek başladı. Konuşmanın devamında ise; “Saygıdeğer şiir dostları; “Bir Akdeniz Akşamında Şiir Şölenine” hoş geldiniz” dedi. Sadise SEYMENİN şiir şöleninde yaptığı konuşma aynen şöyledir: “Geceniz dolunay kadar parlak ve güzel, dolunayın denizle kucaklaşması kadar gizemli ve duygu yüklü olsun. Sözün dizeye, dizenin duyguyla bharlandığı bir geceyi paylaşmak ve çoşarak yaşamak tek dileğimiz. Şiir soluk almak, yaşama; su olup çorağı sulamak; düşünce olup sevgiyi yoğurmak değil midir? Düşünce dünyamızın “gel-git”leri; duygu dünyamızın “ebrulileri” şiir değil de nedir? Pek çoğumuz şair değiliz ama hepimiz bir şekilde şiiriz. Bu akşam duyguların tavan yaptığını, dostluğun, kardeşliğin ve dayanışmanın harmanlanıp, sarmalandığı bir zaman olsun. Bu akşam, duygularla dolu, heyecanlı anlar yaşacağız. Gecemiz hiç bitmesin.. Sevgimiz ve umudumuz tükenmesin. Gecemize katılan, katkı veren, emek veren herkese sonsuz teşekkürler. Saygılar ve sevgiler hepinize”
Açılış konuşmasının ardından sunucu Emine DENİZ Emekli Edebiyat Öğretmeni Aydın DOLUOĞLU’nu kendi şirini okumak üzere kürsüye davet etti. Arka fonda çalınan müzik eşliğinde Aydın DOLUOĞLU yaptığı şiir ve şairle ilgili kısa konuşmasının ardından kendine ait Toroslardaki Yörükleri anlatan “Ben Kimim?” adlı şiirini seslendirdi. Geceye Ermenek yöresinden katılan eğitimci-yazar Mehmet AYDOĞDU aslen Ermenekli olan ve bundan birkaç yıl önce kaybettiğimiz Torosların sesi ünlü şair Ahmet Tufan ŞENTÜRK’ü bu programda şiirlerini ve onun hayat öyküsü ile anlatarak anacağını ve onun şiirlerini okuyacağını belirtti. Mehmet AYDOĞDU’nun gecede yaptığı konuşma aynen şöyledir: “TOROSLARIN SESİ,Çağdaş Karacaoğlan,AHMET TUFAN ŞENTÜRKRuhun şad olsun! Bir Akdeniz Akşamında Anamur’da ki şiir dostlarından selam olsun! Kendi sesinden yaşam öyküsünü dinlediğimiz şair Ahmet Tufan;1920 yılında Ermenek-Esentepe (Lamos) Köyünde doğar. Bir harman yerinde açılmış gözüm,Düven sürüyormuş babam.Ne doktor varmış, ne ebeToplanmış komşu kadınlar,Kesmişler göbeğimi Uzatıvermişler toprak üstüneGelişim kimseyi sevindirmemişDüşündürmüş öylesineAnamın beşinci evladıymışımFakir bir köylüymüş babamYazın çiftçiymiş, kışın ameleAdana, Antalya, İzmirDolaşırmış diyar diyar.Beş çocukla anam evde kalırmışKış uzadıkça uzar, dert çoğalırmışNe yakacak kalırmış, ne yiyecekBu öykü değildir, gerçek.Biz ağlarmışız, anam ağlarmış. Ahmet Tufan, okul çağı geldiği yıllarda anne ve babasını kaybeder. 12-13 yaşlarına kadar, doğduğu köyde kalarak; çobanlık, kizirlik, amelelik gibi her bulduğu işte çalışır. Kurtuluş Savaşımızın kan ve barut kokan günlerinde anasız ve babasız neler çektiğini tahmin etmek zor değil. Çocukluğundaki yaşam koşulları, Torosların verdiği yaşama ve direnme gücü, şairin kişiliğine ve sanatına yön vermiştir. ÖĞRETMENİM adlı şiirinde çocukluk yıllarını şöyle anlatır. Ne okul vardı, ne öğretmen Ne okutan vardı, ne okuyan… Güneş bir dağdan doğar, Öteki dağdan batardı. İnsanlar, güneş doğmadan kalkar, Güneş batınca yatardı. Ben çobandım öğretmenim. Muhtarın yanında kizir. Dünya öylesine küçük Dünyam öylesine dardı. Ahmet Tufan; 13-14 yaşından sonra Ankara’ya ağabeyinin yanına gelir. İlkokul 1.2.3. sınıflarını bir ders yılında okuyarak köyüne döner. Eski adı Fariske, şimdilerde Göktepe Kasabası Yatılı Bölge Okulunda 4.5. sınıfları okuyarak okulu birincilikle bitirir. Yatılı okul sınavını kazanan Ahmet Tufan; Ortaokulu Bilecik, Liseyi İstanbul Haydarpaşa Lisesinde okur. Ankara Hukuk Fakültesine girer. Ancak 1. yılın sonunda yedek subay olarak askere alınır. Askerlikten sonra okula devam edemez. 1950 yılında Ankara Valiliği Rüsum Memuru olarak göreve başlar. Daha sonra Emlak Müdürlüğü yapan şair; 1959 yılında Fahriye Hanımla evlenir. 1975 yılında emekli olur.1976 yılında eşini kaybeder. Çocukları olmamıştır. Sevenlerinin ve şair dostlarının Ahmet Tufan’a baba demeleri onun evlat özlemindendir. Çocukluk yıllarında çobanlık yaparken sürünün arkasından ağıtlar yakan Ahmet Tufan öğrencilik yıllarında yazdığı şiirleri sanat dergilerinde yayınlanmaya başlar. Olumlu eleştiriler alarak teşvik görür. Çınaraltı ve Hisar dergilerinde şiirleri yayınlanır. Dönemin ünlü şairleriyle şiir sohbetlerine katılır. Ankara da birlikte olduğumuz zaman “Hemşerim İstanbul’da kaldığım yıllarda hiç İstanbul şiiri yazmadım boğaza baka baka hep Toros Şiirleri yazdım”der. İlk şiir kitabı:Sarhoş Dünya 1958Mustafa Kemal 1965 Allah Versin 1969Çakırdikeni 1971İstanbul Şarkısı 1976Hepsinden Güzel Şiirler 1986Sevgiyle 1988İnsanlık Şarkıları 1998Şölen 1991 yılında Kültür Bakanlığı yayımladı. Şairin pek çok şiiri ders kitaplarında yer aldı. Bazıları bestelendi. Hayatı doktora tezi oldu. Şiirleri, pek çok ödüle layık görüldü. Yıl 2003 Ankara Seyranbağları Nasıl olsa yolun sonu göründü,Aceleye telaş etmeye gerek yok.Alın, neyim varsa sizlerin olsunDünya malında gözüm yok.Nasıl olsa ölüm gelecek bir günİstemem gözyaşı, acı ve tasaMevsimlerden bahar olsun isterimGüneşli güzel bir gündeKim duyarsa, kim severse, kim isterseGönüllü gelsin gelirse, Ahmet Tufan Şentürk’ün yaşamı 9 Mayıs 2005 tarihinde, 85 yaşında, dilediği gibi bir bahar günü, Ankara’da sona erdi. Vasiyeti üzerine; 10 Mayısta, köyünde, yol üzerinde, meşe ağacının gölgesinde toprağa verdik. Kaynağını Toroslardan (Taşelinden) alan, Türk Edebiyatının gür pınarı, özgün çınarı, Çağdaş Karacaoğlan, Ahmet Tufan Şentürk’ün şiirlerini okurken, Torosların esintisini sinemizde hissettik. Kendimizden bir şeyler bulduk. Onun şiirlerinde hüzünde var, acı da Asla karamsarlık ve umutsuzluk yok. Onun şiirleri, okurlarına yaşama ve direnme gücü verdi. Onun şiirlerinde yokluk ve yoksulluk var. Ama Onun şiirleri başımızın Toroslar gibi hep dik durmasını sağladı. Okurları, Taşelini , Torosları Onun şiirleri ile sevdi. TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Bir ses yankılanıyorsa şu dağlardaO ses,Ya çobanın sesi, ya benim sesim!Bir içli türkü söyleniyorsa ToroslardaSöyleyen;Ya Karacaoğlan’dır, ya dertli kerem…Bir söz ediliyorsa, aşk üstüne , sevda üstüneO sözü eden;Ya Karacaoğlandır, ya da ben… Bir köy çocuğuyum, bir dağ çocuğuyumBen anlarım o dağların dilinden,O dağlar anlar benim dilimden…Hele bir de mevsim ala baharsaDoruklarda kar, eteklerde çiğdem varsaDereler, çaylar, gürül gürül akıyorsaÇoban kaval çalıyorsa, duygulu yanıkOğlaklar, kuzular meleşiyorsaAşk şarkıları söylüyorsa doğurgan hayatO şarkıyı söyleyen ben, söyleten ben,O dağlar anlar benim dilimden…Barcın Yaylasında, Balgusan’daBal arısı geziyorsa çiçek çiçekKara kovanlarda petek petek balEsentepe bağlarında kokulu elmaAsmalarda hevenk hevenk üzümTertemiz içilen su, solunan havaBen;Bu köylerin, bu dağların çocuğuyum.Bu köyler, bu dağlar anlar benim dilimden. RUHU ŞAD OLSUN!”
Emekli Edebiyat Öğretmeni Anamur Belediyesi Meclis Üyesi Türkan KASAPOĞLU şiir şöleninde 3. Kişi olarak sahneye çıktı ve ünlü şair Orhan VELİ’nin “Dalga” adlı şiirini seslendirdi. “DALGA Mesut sanmak için kendimi Ne kağıt isterim,ne kalem Parmaklarımda sigaram Dalar giderim mavisinden içeri Karşımda duran resmin.. Giderim deniz çeker Deniz çeker,dünya tutar İçkiye benzer birşey mi var Birşey mi var ki havada Deli eder insanı,sarhoş eder? Bilirim,yalan,hepsi yalan Taka olduğum,tekne olduğum yalan Suların kaburgalarımdaki serinliği İskotada uğuldayan rüzgar Haftalarca dinmeyen motor sesi Yalan…. Ama gene de Gene de güzel günler geçirebilirim Geçirebilirim bu mavilikte Suda yüzen karpuz kabuğundan farksız Ağacın gökyüzüne vuran aksinden Her sabah erikleri saran buğudan Buğudan, sisten,ışıktan,kokudan… Ne kağıt yeter ne kalem Mesut sanmam için kendimi Bunların hepsi…hepsi fasafiso Ne takayım, ne tekneyim Öyle bir yerde olmalıyım Öyle bir yerde olmalıyım ki Ne ışık,ne sis,ne buğu gibi İnsan gibi…” Emekli Öğretmen Ali Ziya ÇAMUR’un kendi yazdığı “Kalk!”adlı şiiri okurken son derce heyecan yaşadığı ve yoğun bir duygu atmosferi yaşadığı gözlerden kaçmadı. Anamurlu Emekli Orman Mühendisi Şair kısa va öz kendi şirini okuyarak geceye farklı bir renk kattı. Oğuz OĞUZ kendi şiiri “Hece Taşım Olur Musun Toroslar?” şiirini seslendirdi. İzmir’de Türkçe Öğretmenliği yapan Pınar OKTAN ünlü şairlerimizden Bedri Rahi EYÜPOĞLU’nun “Türküler Dolusu” şiirini seslendirdi. "Türküler Dolusu Kirazın derisinin altında kiraz Narın içinde nar Benim yüreğimde boylu boyunca Memleketim var Canıma ciğerime dek işlemiş Canıma ciğerime Sapına kadar. Elma dalından uzağa düşmez Ne yana gitsem nafile. Memleketin hali gözümden gitmez Binbir yerimden bağlanmışım Bundan ötesine aklım ermez. Yerliyim yerli olmasına İlmik ilmik, damar damar Yerliyim. Bir dilim Trabzon peyniri Bir avuç tiftik Bir çimdik çavdar Bir tutam şile bezi gibi Dişimden tırnağıma kadar Ressamım. Yurdumun taşından toprağından şurup gelir nakışlarım Taşıma toprağıma toz konduranın Alnını karışlarım. Şairim şair olmasına Canım kurban şiirin gerçeğine hasına İçerisine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter Eğri büğrü, kör topal kabulüm Şairim Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası Ayak seslerinden tanırım Ne zaman bir köy türküsü duysam Şairliğimden utanırım Şairim Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm. Hey hey, yine de hey hey Salınsın türküler bir uçtan bir uca Evelallah hepsinde varım Onlar kadar sahici Onlar kadar gerçek İnsancasına, erkekçesine "Bana bir bardak su" dercesine Bir türkü söylemeden gidersem yanarım. Ah bu türküler Türkülerimiz Ana südü gibi candan Ana südü gibi temiz Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla Köyümüz, köylümüz, memleketimiz. Ah bu türküler, Köy türküleri Dilimizin tuzu biberi Memleket ahvalini onlardan sor Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni... Ben türkülerden aldım haberi. Ah bu türküler, köy türküleri Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak Hilesiz hurdasız, çırılçıplak Dişisi dişi, erkeği erkek Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara Biçağı bıçak. Ah bu türküler, köy türküleri Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi Kiminin reyhasından geçilmez Kimi zehir, kimi zemberek gibi. Ah bu türküler, köy türküleri Olgun bir karpuz gibi yarılır içim Kan damlar ucundan, mürekkep değil İşte söz, işte ses, işte biçim: "Uzun kavak gıcım gıcım gıcılar" İliklerine kadar işlemiş sızı Artık iflah olmaz kavak ağacı Bu türkünün yüreğinde sancı var. Ah bu türküler, köy türküleri Ne düzeni belli, ne yazanı Altlarında imza yok ama İçlerinde yürek var Cennet misali sevişen Cehennemler gibi dövüşen Bir çocuk gibi gülüp Mağaralar gibi inleyen Nasıl unutur nasıl Ömründe bir defa Kazım'ın türküsünü dinleyen.."
Bozyazı Belediye Başkanı Emekli edebiyat Öğretmeni Mehmet BALLI güzel bir sohbetle başladığı programına çeşitli şairlerden örnek dörtlükler sunarak başladı. “Şu anda politikanın içinde olmakla edebiyat dünyasının bir hayli dışında ve farklı bir kulvarda görev yaptığını ve edebiyatı, şiiri çok özlediğini” ifade etti. Mehmet BALLI, sözleri Tutkun BIÇAK’a ait Şair İbrahim SADRİ’nin okuduğu “Ben seni hiç sevmedim ki” adlı şiiri seslendirdi. “Ben seni hiç sevmedim ki Ben seni hiç sevmedim kiyorgun aksamlarda söylediğimiz şarkıları sevdimbir çiçeğe gülmeni bir güle benzemeni sevdimbir de yıldızları sevdimeylül akşamlarında gelip gözlerinde durdularBen seni hiç sevmedim kibeni yola kodugunda ayrılmayı sevdimkurşunları sevdim beni vurduğundaağlamayı sevdim beni unuttuğundaağlamayı sevdim yalnız olduğumu anladığımdaayakta kalmamı sevdimyıkılmamı sevdim seni her hatırladığımdaekmeği sever gibi sevdim sensizliğisu gibi özledim temmuz güneşinde sesiniikindide yağmur gibigeceleyin rüzgar gibi sevdim seni sevdiğimiBen seni hiç sevmedim kikuşlara şarkılar öğretmeni sevdimmenekşeyle konuşmanınisana hatırlatmanıbaharın adında yalnızlık olmadığınıdüştüğüm zaman kanayan yanlarımıve tuhaflığımı üşüdüğüm zamansakız satan çocukları yeni çıkan şarkılarıher kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdimdenize düşmüş gül gibi düştüm ateşeben yangını sevdimben yandığım zaman böyle isteBen seni hiç sevmedim kibir gece ceylan indi dağdan kalbinebir gece şiir gibi kibrit alevindealemin ortasında kimsesizliğin sesindebuğusunda sabahınacımasızlığında ahinağlayan yüzünde isanınferahlatan gücüyle duanınkorkutan yanıyla naringülün üstünetutunduğum umudun üstünekorkunun üstünesenin üstünehepsinin üstüneben seni hiç sevmedim kigittiğin zamangitmeni sevdimevreni sevdim geldiğin zamankalmanı sevdimürküyordum sana sana alışmaktanyinede sevdim gülümsemeyimendilimi sallarken seni götüren trenin arkasındankırlara ilk kar düştüğü zamanolumun en güzel olduğunu sevdimseni içimde öldürdüğüm zamanher kaybettiğimde kazanan yanlarını sevdimdenize düşmüş gül gibi düştüm ateşeben yangını sevdimyandığım zaman böyle isteben seni hiç sevmedim kiben sevdim mi adam gibi severim.”
Şiir dinletisinin birinci bölüm okunan bu şiirle sona erdi. Sahneye Türk Sanat Müziği Korosu gelerek birçok parçayı seslendirdi. Anamur Türk Musikisi Yaşatma Derneğinden Beste Nurten SAVAŞ, Macit ARIZ ve Şerife ERCAN birer şarkı icra ettiler. Koro ve solo halinde icra edilen parçalar ise: “Söyle nazmı bu kaş çatış, Duydumki unutmuşsun, Nazende sevgilim, Muhabbet bağına girdim bu gece, Yar saçların lüle lüle, Dert ortağımsın benim” şarkıları dinleyicileri coşturdu, Şarkılara tempo tutan ve eşlik eden davetliler keyfli anlar yaşadı. Şiir dinletisinin ikinci bölümünde ise Aydın DOLUOĞLU, İbrahim SADRİ’nin “Buyur Usta” şiirini seslendirdi. “BUYUR USTA Oğlum, onüç-ondört anahtarı ver Al usta Oğlum, yat motorun altına Nesi var bir bakıver Olur usta Oğlum, iyi sık civatayı Sonra sahibi neder? Sıkıyorum usta Bileğim yettiğince Yüreğim yettiğince Sıkıyorum işte Oğlum, terlemişsin Akmasın terin motora Motor pas yapar sonra Olur mu be usta Ter pas yapar mı Gözyaşı pas yapar mı? Oğlum ne diyorsun bak işine Bakıyorum usta Yalnız ellerim Ellerim çatlamış be usta Ellerim acı içinde Yüreğim var ellerimde Yüreğim yanıyor usta Kan ter içinde. Hem usta Sen hiç misket oynadın mı sokakata? Sen hiç okula gittin mi okula? Okul nasıl bir şey be usta Öğretmen nasıl biri? Usta sahi Orda da motor baktırırlar mı ki? Orda da söverler mi çocuklara be usta? Orda da döverler mi? Oğlum bak işine ! kızdırma beni. Olur usta . ha usta, Senin anan da saçlarını okşar mıydı? Sana ağlar mıydı gecenin al yalazında? Sahi usta sen hiç ağladın mı bir sabah Cansız düşende anan Yavaşca gözlerinin önünde?! Oğlum bak işine ! Attırma tepemi gir motorun altına Usta dur kızma! Bak giriyorum motorun altına Dünyanın altına Giriyorum usta giriyorum Desteğe gerek yok usta Desteğe gerek yok Ben oraya yüreğimi koyuyorum İnan taşır be usta”
Emine DENİZ şiir gecesinin ikinci bölümünde Ahmet ARİF’in “Hasretinden Prangalar Eskittim” şiirini seslendirdi. “HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM Seni, anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Ard- arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana... Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamlardan, Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini...”
Türkan KASAPOĞLU Bir Akdeniz Akşamında Şiir Şöleninin ikinci bölümünde ünlü şairlerimizden Atilla İLHAN’ın “Üçüncü Şahsın Şiiri” ni seslendirdi. “ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ Gözlerin gözlerime değince Felaketim olurdu, ağlardım Beni sevmiyordun, bilirdim Bir sevdiğin vardı, duyardım Çöp gibi bir oğlan, ipince Hayırsızın biriydi fikrimce Ne vakit karşımda görsem Öldüreceğimden korkardım Felaketim olurdu, ağlardım Ne vakit Maçka'dan geçsem Limanda hep gemiler olurdu Ağaçlar kuş gibi gülerdi Sessizce bir cigara yakardın Parmaklarımın ucunu yakardın Kirpiklerini eğerdin, bakardın Üşürdüm, içim ürperirdi Felaketim olurdu, ağlardım Akşamlar bir roman gibi biterdi Jezabel kan içinde yatardı Limandan bir gemi giderdi Sen kalkıp ona giderdin Benzin mum gibi giderdin Sabaha kadar kalırdın Hayırsızın biriydi fikrimce Güldü mü cenazeye benzerdi Hele seni kollarına aldı mı Felaketim olurdu, ağlardım” Emekli Öğretmen Ali Ziya ÇAMUR’un kendi yazdığı “Hayrat”adlı şiiri seslendirdi. Anamurlu şair yine kendi kısa şiirlerinden birini seslendirdi. Bu şiir “Dorukta Rüzgâr Var” adlı kitabında yer alan “Her Çiçekten Sor Beni” adlı şiiri idi. Son noktasını koyunca soluğumBeni bekle…Geceyle gündüzün öpüştüğü yerdeSu yürüyünce ağacaben de süreceğimIsınınca toprakgülümseyeceğimHer çiçekten sor beniÖpüversen renklerimiKuşlar uçar dudaklarından”
Türkçe öğretmeni Anamurlu Şaiimiz Rahmetli Abdulkadir BULIUT’un “Akdeniz Çocuğu” adlı 12 Eylül 1980 öncesinde yaşanan olaylara ve işkencelere atıfta bulunulan şiirini seslendirdi. “BİR AKDENİZ ÇOCUĞU Bir Akdeniz çocuğu olarak Tutuklandın otuzuna basmadan Ve ellerin arkadan kelepçeli Farkında olmadan eğildi başın Bir nar dalının altından Geçer gibi Kaygılandın ama alnın Dağılmadı her her şeye rağmen Geride kalsa da karın Ve dağlara sakladığın kitapların Kollarına girip akşamüstleri Yol boyu yürüdüğün dostların Dağılmadı her şeye rağmen Koparıldın köyünden ve suyundan Ve onların ilkyazlarda yarattığı Caneriklerinden, karadutlardan Götürüldün arkadaşlarınla birlikte Silifke üstünden Mersin’e doğru Sular serinlik taşıyordu Getirildin sabahın içinden Gençliğini kuran Mersin şehrine Yanında kokularına alıştığın Kollarını boynuna doladığın Arkadaşların” Bozyazı Belediye Başkanı Şiir şölenin unutulmaz akşamında şiir okuyan son kişi idi. O da Erel Bleda’nın “Sarı Lira Gibi Ömrümüz” şiirini yine başka şairlerin şiirlerinden dörtlükler ve anekdotlar aktararak seslendirdi. Ayrılırken de bir “Elveda” şiiri okuyarak sözlerini tamamladı. “Sarı Lira Gibi Ömrümüz ‘Yaşamak değil, beni bu telaş öldürecek’Dediği gibi şairin;O telaşla bırakın Paris yolunda ılıkRüzgarla taramayı saçlarınızıSevdiğimizle doyasıya bir sohbet bile edemedik biz...Gözümüz saatte söyleştik hep,Koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştıkHep yetişilecek bir yerler vardı...Aranacak adamlar, yapacak işler...Bir sonraki günün telaşı, bir öncekinin tersine bulaştı...Başkalarının hayatı, bizimkini aştı.Kor karanlıkta çalar saat sesi yerine;Kuşluk vakti, kızarmış ekmek kokusuVeya yavuklu busesiyle uyanma düşleriniHa babam erteledik.20’li yaşlardayken 30’lara kurduk saatin alarmını,30’larımızda 40’lara, belki sonra 50’lereLakin öyle yanlış kurgulanmış ki hayatKuşlukta uyanma fırsatı sunduğunda size,Artık uyku girmez oluyor gözlerinize...Doyasıya söyleşmek,Telaşsız sevişmek için bol zamana kavuştuğunuzda,Söyleşecek, sevişecek kimsecikler kalmıyorYanınızda...Özenle sakladığınız bir sarı lira gibi ömrünüz;Vakit gelip sandıktan çıkardığınızda,Bir de bakıyorsunuz ki,Tedavülden kalkmış...” Şiir gecesinin arkasından Anamur’un yerel sanatçısı Kürşad Hamdi ARIKAN ve arkadaşları(Hasan ÇELİK-Mehmet BERAÇ) Elektronik bateri, saz ve gitar ile Türk Halk Müziğine ait bir çok eseri seslendirdiler. Anamurlu şair Abdulkadir BULUT’un bir eserini de besteleyip okuyan Kürşad Hamdi ARIKAN tok sesi ve etkileyici yorum ve müziği ile de yerli bir şairden okuduğu parça dolayısı ile büyük alkış aldı ve takdir topladı. ARIKAN; Abdulkadir BULUT’un “SÜRGÜN” adlı parçasını seslendirdi.
Geceye katılan Abdülkadir BULUT’un eşi de kendisi için bu şiirin bestelenmiş olmasının büyük bir sürpriz olduğunu be çok beğendiğini belirterek Kürşad Hamdi ARIKAN’a teşekkürlerini iletti. Gerek şiir okuyanlar, gerek konuşma yapanlar, müzikleri ile katkı sunanlar gecede bol bol takdir ve alkış aldılar. Geceyi 1000’in üzerinde insan ilgi ve istekle takip etti. Gecenin kapanış konuşmasını ise Anamur Belediye Başkanı Mehmet TÜRE yaptı.
Esperili bir dil ile yaptığı konuşmada Mehmet TÜRE eşinin şiir dinletisi boyunca kendisinden bir şiir yazmasını istediğin belirtti. Konuşması sırasında olayı anlatan TÜRE. “ Eşime şöyle dedim. Benden şiir yazmamı isteme, benden gezinti yapmaya uygun parklar iste, Benden şiir yazmamı isteme, Benden seni güneşten koruyacak ağaçlar dikmemi iste, Benden şiir yazmamı isteme, Benden koklayacağın güller, çiçekler dikmemi iste, Benden şiir yazmamı isteme, Benden sen uyuyorken seni ısıracak sinekleri öldürmemi iste, Benden şiir yazmamı isteme, Benden seni sözde değil özde sevmemi iste” şeklinde konuşması ile adeta bir şair edasıyla konuşma yaptı. Katılanlara teşekkürlerini de ileten TÜRE Kültür Derneği Yöneticilerinin çalışmalarını takdir ederek, emeği geçenler de teşekkürlerini iletti. Kültür derneği yöneticilerine artık yapacak program kalmadı, dediğini ileten TÜRE, ancak Kültür Derneğinin şiir şöleni ile yeni bir kültürel etkinliğe daha imza atarak bu konuda ne kadar proje üretebildiklerini de ortaya koyduklarını belirtti.
Anamur Kültür Derneği tüm şiir severlere ”BİR AKDENİZ AKŞAMINDA ŞİİR ŞÖLENİ” ile unutulmaz bir gece yaşattı.
Şölen kelimenin tam anlamı ile muhteşem geçti. Kültür Derneği Yöneticilerini ve emeği geçenleri Anamur SEDİR internet sitesi adına kutluyorum. Çınar ARIKANEğitimci/Araştırmacı Yazar
Bu haber 2240 defa okunmuştur.
|
ANAMUR |
|
|
|
|
|
NE OLDUYSA BİZE, AZAR, AZAR OLDUArabaşı çorbası içelimQAR YAĞDI-KAR YAĞDIZAFER BAYRAMI (Şiir)"AŞK OLSUN!.." ÜZERİNEVEFALI TÜRK UNUTMAZÇANAKKALE'Yİ GEÇİLMEZ YAPAN İKİ GERÇEK...ANAMUR'UN NÜFUSUBUNA YÜREK DAYANIR MI? (ŞİİR)ÇINAR ARIKAN HOCAMIZ (Şiir)SENİ SEVDİM(Şiir)AZERBAYCANLI ŞEHİTLER-1BİR YAZ YAĞMURU - YAZ - Funda YALÇINBİTMEYEN ÇİLE: KORONAVİRÜSATATÜRKHER ŞEY VATAN İÇİN-2BEN ÖLMEMCILGAYAK BAYRAMI (NEVRUZ)BAHARDA AÇAN ÇİÇEKLER SOLMASINVAKİT TAMAM OLMUŞ (Şiir)ESPRİSİ KALMAYAN DÜNYAÖLÜM VUSLATTIR (Şiir)CUMHURİYET MUSTAFA KEMAL'DİR (Şiir)ARATOS DERGİSİNİN BAŞARI ÖYKÜSÜUYUMLU ADAM (Hikâye)YEGÂNE HANIMDAN ŞİİRLERBİR KADIN VAR (Şiir)DÖRTLÜKLER(Şiir)VATAN TOPRAĞINDA VATAN AĞLIYOR (Şiir)MERSİNLİ KÜLTÜR SANAT İNSANIPROF. DR. TURAN GÜVENÖZTÜRKÇENİN İLKYURDU KARAMANAYRILIK KORKUSU (Şiir)ŞAMAHI YAKINLARINDAKİ "TENHA TÜRK MEZARLIĞINA"TÜRK HALK KÜLTÜRÜNDE BEKTAŞİLİK VE BEKTAŞİLİKtE MANEVİYATÇOCUK OLMAKTAMPINAR'A MEKTUBYOLUNA YOLDAŞ OLMAKHAMLET İSAHANLI VE "HAZANA ÖVGÜ" KİTABICAN GİBİYDİKMavi Kelebeklerin Hikâyesini Bilir Misiniz?BOŞANMALAR MİLLÎ BİR FELAKETE DÖNÜŞÜYOR"EĞİTİM İŞ; TEŞEKKÜRLER"TOPLUM, KADIN, ŞİDDETKADIN VE HURAFEEĞİTİM SORUNLARI VE ŞİDDET ÜZERİNEŞİİR KİTAPLARI NİÇİN AZ SATILIYOR?Sen Gibi (Şiir)Türk-mnemDRAGON ÇAYI (GOCAÇAY-Şiir)ÜLKEMİZDEN İNSAN MANZARALARIMERSİN KİTAP FUARI ÇOCUKLUĞUM VE BENHÜRRİYET (Şiir)SEVGİ ŞİDDETTEN KAÇARKENANADOLU'DA MİSAFİR AŞKITURAN ADA DA ARAMIZDAN AYRILDIGazeteci Turhan Ada'nın ArdındanİYİ KONUŞMACI OLMA - 3BİR ANI; GURURMEYAD Kutlu Hedefe KoşuyorNEDEN AĞLARSIN? (Şiir)"ORDULAR! İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR. İLERİ!"O YER (Şiir)İSTİRİDYE İÇİNDE YÜREĞİNMİLLÎ MERKEZ PLATFORMU/HAREKETİ NE AMAÇLIYOR?KUŞ BEYİNLİDENETİMİN BİRLEŞTİRİLMESİNİN BİLİMSEL BİR ALT YAPISI VAR!ANLAMAYA ÇALIŞIN SONRA ANLAŞILMAYAAdından Bir Harf Eksilt (Şiir)İKİ NEDEN (ŞİİR)GÜNÜMÜZ TÜRK RESMİNDE GELENEKSEL SANATLARIN YERİANAMUR AHMET BÜLBÜL'Ü KAYBETMİŞ, HABERİMİZ YOK!DAMIZLIK HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ:2 KIZGINLIK NEDİR?OZANLIK KAVRAMI VE GELENEK ÜZERİNE DÜŞÜNCELERSUYUN BAŞINDA OLANLARAOkulda Disiplin Nasıl Olmalıdır?9 ŞUBAT İKİBİNYETMİŞİKİ, MEMLEKET MASALI26 Ocak 202404 Ocak 202421 Aral?k 202330 A?ustos 202323 A?ustos 202308 Nisan 202319 Mart 202314 Mart 202319 ?ubat 202305 ?ubat 202307 Aral?k 202214 A?ustos 202227 Haziran 202205 ?ubat 202215 Eyl?l 202114 Haziran 202114 Haziran 202121 Mart 202108 Mart 202105 Ocak 202122 Aral?k 202022 Aral?k 202003 Kas?m 202029 Ekim 202001 May?s 202029 Nisan 202026 Nisan 202027 Mart 202027 Mart 202021 Aral?k 201927 Kas?m 201920 Temmuz 201919 Temmuz 201912 Haziran 201902 Haziran 201901 Haziran 201903 Nisan 201918 ?ubat 201916 ?ubat 201906 ?ubat 201911 Temmuz 201827 May?s 201815 Nisan 201807 Mart 201807 Mart 201801 Ocak 201815 Kas?m 201704 May?s 201721 May?s 201606 May?s 201610 Aral?k 201506 Aral?k 201510 Kas?m 201512 A?ustos 201522 Nisan 201512 Mart 201510 Mart 201503 ?ubat 201512 Ekim 201411 Eyl?l 201405 Eyl?l 201404 Eyl?l 201424 May?s 201414 May?s 201419 Ocak 201430 Aral?k 201316 Aral?k 201312 Ekim 201321 Eyl?l 201315 Ocak 201305 Aral?k 201218 Haziran 201203 May?s 201201 Mart 201220 ?ubat 201217 ?ubat 201209 ?ubat 2012 |
|
Sponsor Alanı
Sponsor Alanı
|