![]() | |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor Alanı![]() Anamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELER![]() İmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor Alanı![]() Ziyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
GENÇLİĞİMİZ VE BİZ![]() 25 Temmuz 2013, 22:09 GENÇLİĞİMİZ VE BİZBu günlerde bakıyorum sokaklarımızda gençlik özünden uzaklaşmakta.Bu milletin evlatları olan bu gençlik ile geçmişte aynı yaştaki gençliği mukayese ettiğimizde çok çarpık bir tablo çıkıyor karşımıza.Birisi ülkesine hizmet edebilmek için can atıyor, bu günün çocukları Askere Polisimiz taş atıyor.Bir milletin istikbalini emanet edeceği genç nesillerin iyi yetişmesi o milletin yaşama garantisidir.Ve bir gerçektir ki bir milletin varlığını devam ettirmesi veya yıkılıp yerle bir olması genç nesillerin eğitimi ile yakından ilgilidir.Huzur ve mutluluğumuz bu çocukların bilgili, aydın ve parlak fikirlerle yetiştirilmesine bağlıdır.Bizler veliler ve eğitimciler olarak 1739 sayılı Türk Milli Eğitim Temel Kanunları doğrultusunda “fikri hür, vicdanı hür nesiller” olarak yetiştirip millet hizmetine sunabilmek için vatanını ve milletini seven, sevgi dolu, karanlıkları aydınlatabilecek insan tipinin yetiştirilmesi eğitim ana hedefimiz olmalıdır.Dünya ile yarışacak bilgili nesiller, Türk Milletini çağlar üzerinden sıçratarak geleceğin medeniyet ufuklarında bir güneş gibi parlamasını sağlayacaktır eğitim.İnsan yaratılanların en üstünü, en mükemmelidir. Akıl sayesinde insan kıymet kazanır. Sorumluluk duygusu, akıllı insanlar için bir şey ifade edebilir.Şanlı bir maziden gelen bizler parlak bir geleceğe kanatlanmak, dosta düşmana karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sonsuza dek yaşatabilmek için Türk Gençliğini ilmin ışığında mutlaka aydınlatmalıyız.Düşünen, okuyan, yazan çalışkan nesiller toplumu da aydınlatacaktır. Böylece kin, nefret ve kavgadan uzak bir gençlik Türk Milleti’nin ümidi olacaktır.Türk Gençliğini her türlü zararlı alışkanlıklardan arındırarak ilimle, kitapla arkadaş olmalarını sağlamak için millet olarak bir seferberlik ilan etmeliyiz.Her gün binlerce vatan evladının esrar ve eroin bataklığında çürüdüklerini görmek, ruhumuzu karartmakta, hayatımızı bir zindana döndürmektedir.Kapkaç olayları, balî alışkanlıkları, şefkat ve sevgiden yoksun sahipsiz köprü altı çocukları, bu milletin çocukları değil mi?Sokaklar her türlü ihanet şebekelerinin tuzaklarıyla dolu. Bu tuzaklara bir evladımızın düşmesi bile millet olarak bizim kahrolmamıza yeterde artar bile.Onun için çalışkan ve bilgili nesiller Türk Milleti’nin ufkunu açacak çağdaş medeniyet ufuklarında harikalar meydana getirecektir.
Bu bağlamda Necip Fazıl Kısakürek’in “Devlet gibi eser vermek isteyenlerin karıncalar gibi çalışması gerekir.” İşte böyle bir çalışmayı ve çalışma zevkini çocuklarımıza kazandırmak temel görevlerimiz arasında olmalı.Kendini iyi tanıyabilen sevgisiyle dolu, Memleketini Milletini seven, Türk Bayrağının altında yaşamaktan gurur duyan vatan çocukları Türk Bayrağını yükseklerde dalgalandıracak hep onun layık olduğu yerde bulunduracaktır.Her Türk gencinin hedefi bu olmalıdır. Hedefi ve gayesi olmayan bir insan yaşayan ölü gibidir.Batılı bir ilim adamı Montaigne: “Ne aradığını bilmeyen ne bulduğunu anlayamaz.” Onun için de hedef mutlaka belli olmalı, bu hedefe kilitlenerek çalışma yapılmalıdır.Herkesin öldüm bittim dediği yerde ayağa kalkabilecek bir irade ve hassa bir ruha sahip gençler yetiştirilmelidir.Bu bağlamda, kendine güven esastır. Bu gayelere, yüksek ideallere gönül vermiş insanların birlikte çalışması gerekir. Mazeret üreten, saate bakan tembel insanlardan derhal uzaklaşmak gerekir. Çünkü bu insanlar yaşayan ölü gibidir.Yüksek çalışma hedeflerine ulaşmak için güçlüklere karşı direnci yüksek, kendine güvenen bir insan olmalıyız.Çünkü kolay olan işleri herkes başarabilir, önemli olan zoru başarmaktır. Başarmak için gayretle hedefe doğru yürümek şarttır.Çok zeki olup çalışmayan tembel birisinden normal zekâya sahip olup çalışkan insan daha makbuldür. Unutulmamalıdır ki bir toprak ne kadar mümbit olursa olsun içerisine tohum atılmadıkça bu topraktan bir şey bitmez.Gençlerimizin başarıyı kendilerine hedef seçmesi, bu yolda durmadan dinlenmeden çalışması gerekir.Bu gün dünya ile yarışan nesillere ihtiyaç vardır. Şanlı Türk Bayrağını en ön saflarda dalgalandırmak Türk Gençliğinin birinci vazifesi olmalıdır.Bu vazifenin sorumluluğunu anlayan genç kardeşlerimizin zamanla yarışarak bu hedefi yakalaması gerekir.Batılı bir ilim adamı olan J.K. Moorhead’ın dediği gibi “Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır.” Başarı fedakârlık ister, sabır ister, sebat ister…Aşağılık duygusuna kapılmış, kendisine olan güven ve itimadını kaybetmiş bir insanın başarı şansı yoktur. Bu nedenle hedefe hayret ve korkaklıkla değil, cesaret ve güvenle gidilir.Güven duygusu bilginin neticesidir. Bilgili, ufku açık insanlar kendine güven duyar.Başkalarına da örnek olur. İşte bu yolda kararlı olmak, inandığı bir şeyi yapmak başarının temel şartıdır.Bu noktada İmam-ı Gazalî: “Uzak hedeflere, yakın hedefleri aşarak gidilir.”Bir kaplumbağa yürüyebilmek için başını çıkarmak zorundadır. Aksi takdirde bir adım bile atamaz. Bir kaplumbağanın başını çıkarması ise onun için bir tehlikedir. Fakat bu tehlikeyi göze almadan yürümesi de mümkün değildir.Öyle ise başarının önünde bulunan engelleri korkusuz bir şekilde aşmak, bir takım risklere de katlanmak gerekir.Değilse başarı bir hayalden öteye gidemez. Unutulmamalıdır ki korkaklarla hiçbir cephe kazanılmamıştır.Şanlı bir destan olan Çanakkale Zaferi, Türk gençliğinin önünde büyük bir ufuk olarak görülmelidir.Bütün dünyaya karşı "Çanakkale Geçilmez” diyen Türk Askeri dünya çapında destanlık bir kahramanlığın abidesi olmuştur. İki yüz elli üç bin vatan evladının şahadetiyle Türk Milleti kurtulmuş, bu kahramanlık dünya tarihine altın harflerle yazılmıştır.İşte Türk Gençliğinin yolunu aydınlatan Çanakkale Destanı, bir bayrak gibi elden ele dolaşmalıdır.Annesinin babasının elini öpen, vatanına ve milletine hizmet eden bir nesil yetiştirmenin yolu işte böyle üstün vasıflara sahip olmakla mümkündür.Bu gençliği yetiştirirken Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk gençliği ecdadını tanıdıkça daha yüksek işler başarabilmek için kendinde güç ve kuvvet bulacaktır.”Sevgili Peygamberimiz “Bilgi sermayem, akıl dinimin esası, Allah korkusu refikimdir.” diyerek bilimin ve aklın önderliğinde iyi insanların toplumları aydınlatabileceğini ve milletlerin ancak bu ilkeler ışığında kalkınabileceğini unutmamak gerekir diye buyurmuşlardır.Genç nesillerin beşikten mezara kadar ilim peşinde koşması, kalkınmış zengin bir Türkiye sevdasının kalplere yerleşmesi gerekir.Bu noktada Edison: “Dehanın yüzde biri ilham, yüzde doksan dokuzu alın teridir.” der.Bu da insanların ne kadar zeki olursa olsun çalışması ve alın terini ortaya koyması gerektiğini ifade etmektedir.Bir insanın havaya, suya, ekmeğe ihtiyacı olduğu kadar ruh dünyasının zenginleşmesi için de ilim ve kültüre ihtiyacı vardır..Mustafa Kemal Atatürk’ün “Başarıyı kolaylaştırmak için başvurulan çarelerin başında milletin aydınlatılması vardır.” derken. Bu milleti yüksek medeniyet ufuklarına taşımak için Türk Gençliğinin karıncalar gibi çalışması ve kendisini yetiştirmesi bir zaruret olarak karşımızda duruyor.Ey Türk Gençliği biz, siz hepimiz yüce Türk Milleti olarak bizim topal kuşlara değil, uçan kuşlara benzememiz gerekir.Bu milleti muasır medeniyet seviyesine çıkarmak için ilmimiz, irfanımız ve kültürümüzle çalışarak rengini şehitler kanından alan ay yıldızlı Türk Bayrağı’nı vatan semalarında dalgalandırmalıyız.Geleceğin büyük Türkiye sevdasıyla aydınlanması için çok çalışmalı ve kendimizi bu davaya adamalıyız.Büyük işler başarmak için mutlaka büyük hedeflere inanıp, büyük hedeflere koşmalıyız.İbrahim BEKLER ANKARA-Temmuz/2013 Bu haber 1935 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı![]() |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |