• Anasayfa
• Anamur ve Türkler
• Anamurium'dan Anamur'a
• Anamur'un Tarihi
• Anamur'da Turizm
• Anamur'a Ulaşım
• Anamur'da Sosyal Hayat
• Anamur Tarım ve Toprak
• Anamur İlçe Haritası

“Ekim” adının tohumun toprakla buluşmasıyla ilgili olduğu malumdur.  Tarıma dayalı toplumda bu da normaldir.

 

Cumhuriyeti de bu ayda ekmiştik bu topraklara. Doksan yaşına bastı.  Fikri, irfanı, vicdanı hür, yüksek seciyeli muhafızlarla ebet müddet yaşayacağından da bir şüphemiz yoktur. Kutlu olsun ve nice doksan yıllara diyoruz.

 

***

Bunu dedikten sonra gelelim ekim ayına. Malum dört yanımız betonlaştı. Görüş alanımız daraldı. Güneş görmeyen evlere mahkûm olduk. Havamız kirlendi. Suyumuz etkilendi.  Gıdalarımız bozuldu. Ağzımızın tadı kaçtı. Üç öğün soframızda eskiyi arar olduk. Dostluklar, komşuluklar azaldı.  Gidip gelmelerin yerini telefon görüşmeleri aldı. Varsa şayet aracımızın keyfine de varamaz olduk. Şehirde park yeri bulabilmek mesele oldu. 

 

Bu cümleden Keçiören’in Etlik semtinde ara sokakların birinde bir park yeri buluyoruz. Birkaç dakikalık işimiz var. Betonlaşmaya inat karşı apartmanın önünde bir avuç toprakla buluşturulmuş çam,  mazı, erik, söğüt gibi karışık ağaçlar göze çarpıyor. Kimi apartman boyuyla yarışıyor. Kimi de onların gölgesinde kalmış zayıf cılız vaziyette. Dört ağaca yetecek yere kırk ağaç sıkıştırmanın kaçınılmaz sonucu bu bir. Hesapsız özensiz dikildikleri her halinden beli. Kim bilir kimden kalmalar.

 

İyi ya, ağaç bulmuşsun işte ne güzel diyeceksiniz şimdi değil mi? Elbette güzel. Dikili ağacı olan herkesten de Allah razı olsun. Ancak keşke her eline fidan geçiren boş bulduğu yere dikmeseydi de bilinçli şekilde olsaydı bu iş. Bir bilene danışılarak bir düzen içinde olsaydı bu işler.  Tabiatın olmazsa olmazı, süsü bezeği yeşille birlikte tablo güzelliğinde başka güzelliklere de tanık olsaydık. Bakan bir daha bakma ihtiyacı duysaydı.

 

Bugün ağacın değerini bilmeyen yok.  Sökmek isteyenin başına neler geldiği de malum. Bir kez büyüdü mü sökemiyorsun. Dikenin, sulayanın, büyütenin emeği var çünkü onda. Sevgiyle bakanın bile söz hakkı oluyor kesmeye kalksan. Ormana kıydı oluyor onun adı.

 

O yüzden diyoruz ki apartman, park, cadde, kaldırım, okul uygulama bahçesi, hangi bahçe olursa olsun.  Nereye ne dikilecek ne ekilecekse bilenle olsun. Neyi niye yetiştirdiğimizin farkında olalım. Eser ortaya çıkınca da birlikte iftihar edelim. Kendi mecrasında serpilip boy atsınlar tabiatın süsü bezekleri. Hazreti peygamber;

 

 “Kötü huyu adet edinme yerleşir kökleşir” buyuruyor. Bir kez kökleşince de dağlar yer değiştiriyor huylar yer değiştirmiyor maalesef.

 

Huy gibi dikilen fidan da öyle. Onun da yerini değiştiremiyorsun. Dikildiği yerde kalıyor. Nakletsen aşı tutmuyor. Bir bu değil gönül bahçemize ektiklerimizde de o özeni gösterelim.

 

Öncekilerin yaptıklarıyla kalmayalım.  Bizim de yaptıklarımız olsun.  İyi dururken kötüye razı olmayalım. Bunların hepsi vatan hizmet. Şair diyor ya. 

 

Dağ desem, taş desem Vatan.
Kurt desem, kuş desem Vatan.
Deniz desem, gök desem,
Dağ, bahçe, tarla, orman...
Daha... daha...
Şu çevre, şu kilim, şu halı...
Velhasılı,  

Her şeyde vatan. 

 

 Vatan için ölmek kadar onun için yaşamayı da bilmek gerek. Yaşamak vatanı güzelleştirmektir. Ölmek kadar kıymetlidir.

 

Diyeceksiniz ki bu kadar memleket meselesi var nerden çıktı bu ekim işi.

 

        Atatürk:  “Yeşil görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur” diyordu ya. 

 

Hatırımıza düştü işte.

 

Neslin yetişmesine teşmil edin bunu siz isterseniz. Çin atasözündeki gibi;

 

        “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek,

        On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik;

        Yüzyıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir” Ama hepsini de bilinçle…

 

Ekim ayı hürmetine ekiminiz bol olsun. Allah diktiğinizi kolay getirsin.

 

        Osman ERENALP

Ankara-2013

ANKET

Tüm Anketler