| |||||||||||||||||
| |||||||||||||||||
Sponsor AlanıAnamur SEDİRAnamur SEDİR 1993-1994-Aralık 1993 1. Sayı-Ocak 1994 2. Sayı -Şubat 1994 3. Sayı -Mart 1994 4. Sayı -Mayıs 1994 5. Sayı SaatHİKÂYELERİmran AKSOY HikâyeleriAna MenüSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
HAVA DURUMU |
BAŞUCUMUZDA DURAN HAYAT01 A?ustos 2015, 23:48 BAŞUCUMUZDA DURAN HAYAT..! (Zaman asla unutmaz…) Geçtiğimiz yıl yayınlanan ‘’10’ların İzleriyle Türkiye’’ isimli kitabımı; insanı, insanlığa mükemmel bir görüş açısı ile anlatan, bilginler bilgini ve tasavvuf âlimi, Büyük Mevlana’nın o güzel gönül sesini yansıtan: ‘’Eğer bir gün, büyük bir derdin olursa; benim büyük bir derdim var deme! Derdine dönüp, benim büyük bir Rabbim var de…’’ cümlesi, benim kısa bir veda cümleciğim ve divan şairimiz Baki’nin, her faninin bu yalan dünyaya veda ettikten sonra nasıl anlatılacağını tanımlayan o güzel seslenişi ile bitirmiştim: ‘’Baki kalan bu kubbede hoş sada…’’ Pekiyi ya, dert ve veda? Aslında bu yalan dünyada hangimizin büyük bir derdi olmamıştır ki? İnsanoğlunun dertsiz geçen bir yaşam süreci olabilir mi?
Hangimiz yaşadığımız her dert de; Yüce Yaratan’ın, Allah’ın o eşsiz varlığına, ilahi ve mucizevî gücüne sığınmamış, ondan yardım istememişizdir! Veda ise; göreceli bir kavramdır! Yaşanan ve yaşatılan her ne varsa sona eren; kimisi için veda, kimisine göre yeni bir başlangıç olur hayatın bilinmez ufuklarında… Başucumuzda duran hayatımızı sorguladığımızda; doğup büyüdüğümüz bu toprakları vatan belleyerek yaşayan bizlerin, kimlik birlikteliğimizin ortak paydası olan Türk Milletinin yapısal özelliği, dünyada varlığını sürdüren hiçbir millette bulunmayan niteliklerimiz; ardımızda kalan neredeyse bir asırlık sürede, her türlü zorluğu birlik ve beraberlik içerisinde aşmamızı sağlayan en önemli kavramlar olmuştur. Böylesine zor bir coğrafyada yaşayan bizler; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yurttaşları olarak, ardımızda kalan yıllarda; Türk Milletinin birleştirici kavramı içerisinde ne kimliğimizi, ne inancımızı, ne de farklılıklarımızı sorguladık. Aslında bu günlere gelirken, tasada ve kıvançta bir ve beraberliğimizin en önemli yapı taşı; bu kavramın ta kendisi değil miydi? Yine öyle. Kim ne derse desin, neyi dayatmaya çalışırsa çalışsın; bu çok önemli niteliğimizde değişen bir şey yoktur, olmayacaktır da. Aslında hayat, biz insanlara armağan edilmiş bir değerdir. Bu değerli süreci yaşarken düşünmemiz gereken önemli iki şey vardır! Biz hayata ne verdik? Hayat bize ne verdi? Ama bundan da önemlisi; doğup büyüdüğümüz hayatımızı geçirdiğimiz vatan topraklarımıza, canım ülkemize biz neler verdik? Bu güzel vatan toprakları bize ne verdi? Unutulmasın ki! Her insanın bir cinsi, bir kimliği vardır. Yüce Allahın verdiği can, daha ilk günden bir cinse bürünmüştür; kimimiz ilk nefesi erkek, kimimiz dişi olarak alırız ana rahminde. Bu yalan dünyaya atılan ilk adım sonrasında bir kimliğimiz olur anadan, babadan kaynaklanan… Ama vatanı olmayan insanların kimliği neye yarar? Hele, hele kimliğinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin adı, Al Bayrağımızın Ay ile Yıldızı var ise; böylesine bir gurur dünyanın hangi devletinin, hangi milletinin tarihinde, kimliğinde yazar? Tarih; Yaşanmış olayları, hafızalara kazılı gerçekleri unutturarak, kendilerine göre yeniden tarih yazanları asla affetmemiştir. Ülkemizin gerçeklerini anlatan tarih sayfaları; günü geldiğinde özellikle milenyumlu yılların ilk çeyreğinde yaşananları, kendilerinin tarihi yeni baştan yazdıklarını sananları da sorgulayacak, kararını yaşanan gerçeklere göre verecektir..! Tarihi gerçekleri yok sayarak, tarihi yeni baştan yazdıklarını sananlar, günü geldiğinde başlarını, tarihin gerçek sayfalarına çarpacaklardır. Doğduğumuz, yaşam umutlarını yeşerttiğimiz bu güzel vatan topraklarına bu güne değin kendimiz ve ülkemiz adına ne ektiysek onu biçtik! Günü geldi; vatana ve millete hayırlı evlatlar yetiştirmenin gururu ile sevinç yaşları döktük. Günü geldi; ellerine kına yaktığımız evlatlarımızı vatanımızın dirliği, milletimizin birlik ve beraberliği uğruna kurban ettik; ‘Vatan Sağ Olsun’ dedik. Anaların, babaların acı dolu feryatlarına; gözyaşlarımızla eşlik ettik, yüreklerimiz dağlandı… Biz buyduk işte. Tarih sayfaları bizi hep böyle tanıdı, bundan sonrada böyle tanıyacaktı. Çünkü bizler sevinçlerimizi de, acılarımızı da gözyaşlarımızla kutsayan bir millettik. Milenyumlu yılların bu ilk çeyreğinde kimi zaman güldük ama çoğu kez ağladık! Vatan bellediğimiz bu toprak ananın bağrını, en çok bu son dönemde ama daha çok yüreklerimizi sızlatan duyguların gözyaşlarıyla suladık! Ardımızda kalan ama ‘Birlikte Yürüdüğümüz Bu Yıllarda’ yaşanmış tüm gerçekler: ‘’Başucumuzda Duran Hayat’’ ımıza yazıldı… Ve… Ardımızda kalan hayatı biz unutsak bile! ‘’Zaman’ın asla unutmayacağını’’ nedense hep ıskaladık..! Atilla ÇİLİNGİR Kıbrıs Gazisi Temmuz 2015 Bu haber 1063 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSANATIN İÇİNDEN ;Sponsor Alanı |
|||||||||||||||
0cak - 2012 / Her Hakkı Saklıdır / Kaynak gösterilip, sitemizin ilgili sayfasına link verilerek alıntı yapılabilir.
Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir-Site ticari olmayıp, kütüre hizmet eder. |