İzmir'den bir Tuluyhan Uğurlu Geçti


Açıklama: Tuluyhan Uğurlu'nun konseri izlenmeye gidilir de, burnumuzun dibine gelene hiç gidilmez mi diyorum.
Kategori: MAGAZİN
Eklenme Tarihi: 10 May?s 2017
Geçerli Tarih: 19 Mart 2024, 06:17
Site: anamursedir-anamur dergi
URL: http://www.anamursedir.com/haber_detay.asp?haberID=3479


                 İzmir’den bir Tuluyhan Uğurlu Geçti

 

Bundan 4 yıl öncesi, 600 yıllık bir tarihe sahip, denizden 750 mt. yükseklikte sarp kayaların üzerin de İpek Yolu güzergahında yer alan tarihi Zile Kalesi’nde ki; Tuluyhan Uğurlu’nun konseri izlenmeye gidilir de, burnumuzun dibine gelene hiç gidilmez mi diyorum ve ön sıralardan hemen biletimi ayırttırıyorum. Bir yandan da İzmirli olup da yapımı 1958’lere dayanan, üzerinde Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan, tarihi Alsancak Gar’ını hiç ziyaret etmeyiş oluşuma hayıflanıyorum. Hele de 20 yıl boyunca sabah-akşam önünden geçerken, İzmir’in ilk saat kulesi olan, nişin içine oturtulmuş zaman makinesini kullandığımı anımsayınca…

 

 

Zamana meydan okuyan bu saate, özür dilercesine bakarak içeriye giriyorum. İlk adımımı attığım andan itibaren adeta zamana yolculuk başlıyor. Kütüphane sessizliğinde ki bu tarihi atmosferde, benim gibi ilk gelenler çoğunlukta olacak ki, müzeyi gezer edasıyla duvarlar, tavanlar incelenip fotoğrafları çekiliyor. İçeri de ilerledikçe 8 puntluk topuklarımın çıkardığı ses, Klasik Osmanlı üslupları, Barok ve Rokoko ile bezenmiş yüksek tavanlı duvarlarda aksediyor. Renkli vitraller ile süslenmiş pencerelerden süzülen renkli ışık süzmesi adeta yol gösterircesine, beşik kemer sistemli iç bölmelerden bizi ışıklı kafes sistemli konser alanına geçiriyor.

 

 

 

Birazdan içeri; 4 yaşında henüz okumaya geçmeden notalarla tanışan,  16 yaşında Viyana’da dünyanın en zor müzik akademilerinden birini,  gurbette mücadelesini vererek okuyan ve sonunda da yaşamını bestelerine adayan, ait olduğu toprağını, milletini iliklerine kadar içinde hisseden, Klasik Müzik dünyasında ilklere imza atan,  büyük Bestekâr, Piyanist Tuluyhan Uğurlu Girecek…

 

 

Nefesler tutuldu, çanlar çalıyor, istasyon şefi nostaljik kıyafetleri içerisinde uzun uzun düdüğünü öttürüyor. Hakkı halkı seven, halkın sevgilisi,  Tuluyhan Uğurlu saçları dalgalanarak koşar adımlarla konuklarını selamlıyor ve sahnede yerini alıyor. Sahnenin iki yanına ekranlar kurulmuş, barkovizyonlardan şiir dizeleriyle müzik ziyafeti bütünleşerek, resital başlıyor. Trenin yavaş yavaş hareket etmesiyle tuşlar aynı ahenkte hareket ediyor, tren hızlanmaya başlıyor, acı acı düdük ötüyor, piyano’nun kalbi,  trenin hızıyla birlikte atıyor, birden ritim hızlanıyor, adeta evrende yaşanan tüm kötülüklere, çarpık düzenlere meydan okuyor. Sonra birden yavaşlıyor, sakinliyor, belli ki içinde için de umut çiçekleri açıyor. Bir bakıyoruz johann Sebastian Bach ile Buhurizade Mustafa Itri Efendi’den, İstiklal Marşımızın bestekârı Osman Zeki Üngör’e kadar 400 yıllık bir geçmişe notalarla köprüler kuruluyor. Trenin tarihine uzanıp, Cumhuriyet trenlerine biniyor, geçmişe yolculuk yapıyoruz. Tarihi özümseyerek, geçmişimizi günümüze, geleceğe taşıyoruz. Bunu da büyük Bestekar, Piyanist Tuluyhan Uğurlu sayesinde yapıyoruz.

 

 

 

Bu akşam bir istasyondasınız. Hüzün ve mutluluğun birlikte yaşandığı yerdesiniz. Şu duyduğunuz tren düdükleri sizi belki de hayatınızın son serüvenine çağırıyor. Bu tren düdüklerine kulak verin ve yaşamınızı yeniden sorgulayın. Son dakika bile olsa koşup yakalayın sizi çağıran treni.

 

Kimdi o çocuk ben dediğim

O delikanlı ben miydim gerçekten

Şimdi bir tren penceresinden

Başka yaşamlara bakar gibiyim

Ataol Behramoğlu

 

Haber: İlknur BAKIŞ/ İzmir

 

Not: 6 Mayıs Cumartesi saat 20:00’da İzmir Alsancak Gar’ının tarihi atmosferinde gerçekleşen, müzik ve görüntülerle tren ve yaşamı anlatan bu muhteşem konserin devamına,

14 Mayıs Pazar saat 17:30’da Ankara Eski Gar’da,

21 Mayıs Pazar saat 17:30’da İstanbul Kapalıçarşı’da katılarak, piyanonun kanatlarında nostaljik bir yolculuğa çıkabilirsiniz.